Ayasofya

İstanbul / Türkiye

İstanbul, M.Ö. çağlarda birçok medeniyet ve kültürü ağırlamıştır. Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilen I. kilise, M.S. 360 yılında ibadete açılmış ve sonra 404 yılında bir isyanla yıkılmıştır. I. kilisenin yıkılmasından sonra, Mimar Ruffinos tarafından imparator II.Theodosios zamanında inşa edilen ve Dromikos olarak adlandırılan II. Kilise I. Kilisenin temelleri üzerine inşa edilmiştir. 415 yılında ibadete açılmıştır. Yine bazilika planlı bu yapı 532’de Nika ihtilali sırasında yanmıştır. İmparator 1. Justinianus (527-565) ilk iki Ayasofya’dan daha büyük bir kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos’lu İsidoros ve Tralles’i Anthemios’a günümüze ulaşan Ayasofya’yı yaptırmıştır. Anadolu’nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofya’da kullanılmak üzere İstanbul’a getirilmiştir

Proje Yılı
2012
Parsel Alanı
26.682,00 m²
Proje Kategorisi
Kültürel Miras
Hazırlanan Projeler
Ayasofya Ana Mekan Döşeme Rölövesi, Hasar Analizi, Malzeme Analizi, Müdahale Çalışması Ve Dönem Analizi Çizimleri Ve Raporları, Kuzey Duvarı Rölöve, Raspa Sonrası Kuzey Timpanum Duvarı Rölöve, Jeoradar Taraması Ve Raporları
Koordine Edilen Projeler
Ayasofya Ana Mekan Döşeme Rölövesi, Hasar Analizi, Malzeme Analizi, Müdahale Çalışması Ve Dönem Analizi Çizimleri Ve Raporları, Kuzey Duvarı Rölöve, Raspa Sonrası Kuzey Timpanum Duvarı Rölöve, Jeoradar Taraması Ve Raporları
İşveren
İstanbul İl Özel İdaresi İmar Yatırım ve İnşaat Daire Başkanlığı

Justinianus döneminde Ayasofya olarak adlandırılan bu yapı kubbeli ve bazilikal planlıdır. Ortada bir ibadet alanı ve her iki tarafta nefler bulunmaktadır. Dört rampa yardımıyla üst kata ulaşılmaktadır ve üst kat galerisi bulunmaktadır. İbadet alanı yaklaşık olarak 79.30x 69.50 m ve narteksi’de içerecek biçimde 100x 70 m boyutlarındadır.

Kilise Osmanlı Sultanı Fatih’in İstanbul’u eline geçirmesiyle birlikte cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece Fatih’in (İS 1451-1481) saltanatı sırasında inanç değişimine bağlı olarak kilise yeni düzenlemeler uğramıştır. Ahşap bir minare, sarnıç ve yanına da bir medrese inşa edilmiştir. Cumhuriyet döneminden sonra müze olan bu önemli tarihsel yapı, şu anda cami olarak kullanımına devam edilmektedir.

Yüzyıllar boyunca varlığını sürdüren Ayasofya birçok kez bakım ve onarım görmüştür. Bu bakım ve onarım çalışmalarından biri olarak firmamız tarafından belgelenen ve projelendirilen çalışmada yapının döşeme ve kuzey iç cephesinin mevcut hali belgelenmiş ve projelendirilmiştir.  Proje alanlarının 3B tarama cihazı ile lazer tarama yöntemi ile ölçümü alınmış, jeoradar çalışmaları ile yapısal hasarları tespit edilmiştir. Ayrıca yüzeylere ait hazırlanan krokilerin yerinde kontrolü yapılarak taramadan kaynaklanabilecek ölçü hatalarının oluşmasının önüne geçilmesi sağlanmıştır.

Sayısal ortam çalışma safhasında, 3B taramadan elde edilen ortofoto görüntüler üzerine fotoğraflar bindirilerek ve yerinde yapılan kontroller ile yüzeydeki bozulmaların doğru tespit edilmesi sağlanmıştır. Yapılan bu çalışmalar ile proje alanlarının rölöve, hasar analizi ve malzeme analizi projeleri hazırlanmış ve bilim kurulunun danışmanlığında raporları hazırlanmıştır.

Hazırlanan hasar analizi projesi, çeşitli laboratuvarlar ile yapılan ortak çalışmalar ve testler ile Ayasofya’nın bakım ve onarımı için ihtiyaç duyulan müdahale yöntemleri belirlenmiş ve projelendirilmiştir. Yaklaşımın; özgün yapıya zarar verici müdahalelerden kaçınarak, uluslararası koruma-onarım ilke ve tekniklerinin uygulandığı projelendirme aşaması ile beraber yine bilimsel kurulun danışmanlığında müdahale raporu hazırlanmıştır.